Merhaba arkadaşlar, sizlerle bugün biraz elektrikli arabalar hakkında konuşmak istiyorum. Evet, tahmin ettiğiniz gibi, eski benzinli ve dizel araçlarla vedalaşma vakti yaklaşıyor. Siz de fark ettiniz, değil mi? Elektrikli araçlardan bahsetmiyorum, çoğumuzun aklında beliren ilk resim, yer sağlayıcı lambalarla süslenmiş bir bilim laboratuvarıdır. Hayır, bugün modern, şık ve sürüş zevki dağıtmaktan geri durmayan yeni nesil elektrikli araçlardan bahsetmek istiyorum. Şu verilere bir bakın.
Dünya’ya Bir Bakış
2020 yılında dünya genelinde elektrikli araba satışları bir yıl öncesine göre %43 oranında arttı diyorsam şaşırır mısınız? Çin ve Avrupa başı çekse de, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer birçok ülke de bu trendi yakalamakta çok da geride sayılmaz. Küresel ölçekte, elektrikli otomobil satışları 2019 yılında 2.1 milyon adetten 2020 yılında 3 milyon adete ulaştı. İnanılmaz, değil mi? Bu raporda daha fazlasını bulabilirsiniz.
Geleceği Nasıl Görüyorum?
Kendi deneyimlerimden yola çıkacak olursam, ben ve eşim geçen yıl ilk elektrikli arabamızı aldık ve açıkçası benzinli araçlara dönme ihtimalimiz neredeyse sıfır. Sessiz, seri, enerji tasarruflu ve evet, belirtmek gerekirse, şarj noktalarının eksikliği gibi bazı hafif sorunları var ama biz bu durumu aşmak için evimize bir şarj istasyonu ekledik. Bu araçları kullandığınızda gezegenimizi düşünmeye ve çevreye daha fazla saygı göstermeye başlıyorsunuz.
Sonuç
Elektrikli araçlar hakkında her ne kadar heyecanlı olsam da, yolun hala tamamıyla açık olduğunu söylemek zor. Ancak, yeni nesil elektrikli otomobillerin neredeyse her açıdan geleneği aştığı bir gerçek. Tüm zamanların en az emisyonlu otomobil piyasası olarak kabul edilen günümüzde, yeni ve geliştirilmiş elektrikli otomobillerin yükselişe geçtiği kesin. Ancak, bu hızlı değişim, devletlerin, belediyelerin ve şirketlerin yeni şarj istasyonları inşa etmesi ve altyapıyı geliştirmesi için büyük bir yatırım ve taahhüt gerektiriyor.